Bugünü anlamak için geçmişi iyi bilmek gerekiyor.
1800’lü yılların sonu ve 1900’lü yılların başları… İçinden çıkılamaz gibi görünen büyük zorlukların yaşandığı yıllar. Savaşlar, çatışmalar, ayrılıklar, sürgünler, kıtlık, çaresizlik. Çağa ayak uyduramamış bir imparatorluk ve yaşanan derin sorunlar. Sözcüklerin yetersiz kaldığı vahim hadiseler. Hepsi ama hepsi bu toprakların üzerine bir tufan gibi çökmüştü.
Ve hiçbir zaman umudunu yitirmeyenlerin omuzlarında yaşanan büyük mücadeleler… Öyle zamanların içinden geçiyorduk ki kurtuluşa açılan kapı yalnızca bir kahraman tarafından hediye edilebilir gibi duruyordu. Olan da tam olarak buydu…
Milletin bağrından çıkan bir dahi, sadece kendisinin değil vatanın ve hatta dünyanın kaderini de değiştirecekti… Milletle birlikte…
Saymakla bitmeyecek engellere rağmen kimsenin bizlerden beklemeyeceği adımlarla ufku aydınlattı. Sadece savaşmadı; belki de gerçekleştirdiği en basit başarı savaşı kazanmaktı. Asıl büyük mücadele savaştan sonra başladı. Çöküntüye neden olan bir anlayışı kökten değiştirdi.
30 yıldan fazladır anlatmakla bitiremediğimiz ve bir 30 yıl daha anlatsak kâfi gelmeyecek bir gerçek olan YÖNETİM YAKLAŞIMININ önemini anlamış bir lider, ülkenin kaderini değiştirmekle kalmadı dönüştürdü, yetmedi uyguladı, uygulattı… Bu topraklara yeniden HAYAT KATTI.
Ülkeyi kurucu bir kavramla buluşturdu. CUMHURİYET… Kimsesizlerin kimsesi olan CUMHURİYET. Çağdaş bir geleceğin adı olarak yücelen CUMHURİYET. Kurumlar değişti, anlayışlar değişti, bakış açıları değişti, reformlar, yeni girişimler, yeni haklar, yeni imkanlar, yeni sonuçlar.
Ülküsü CUMHURİYET olan bir millet KAHRAMANINI uğurladıktan sonra da yoluna devam etti. Aynı yolda aynı menzile ilerledi, çağdaşlık heyecanını yaşattı.
Kimi zaman başarılamadı, kimi zaman başarılar kutlandı. AMA geriye dönüp baktığımızda nereden nereye geldiğimizi görmemek İMKANSIZ. Olmasaydı alternatifimiz ne olurdu sorusu ise CEVAPSIZ.
Yıllar her şeyden daha hızlı tükenen zaman gibi; SU GİBİ geçti. SU gibi saf, SU gibi net, SU gibi sarih anlamalıyız ki geçmişte olanları, mevcutta olanları, geleceği yine puslu bulutların içerisine giren dünyayı SU GİBİ görelim.
Gelecekteki gezintimiz boşuna değil, EKONOMİK, COĞRAFİ, TOPLUM ve GENÇLİK açısından SİSTEMLİ BİR YAKLAŞIMLA bakmalıyız ki rotamız doğru olsun.
100 yıl SU GİBİ geçti. Nereden nereye geldiğimiz sabit. Ya nereye gideceğimiz açık mı? Geçmişe doğru gezinti yapmak işin kolayı, YA GELECEK?
Biz Cumhuriyet ve Çağdaşlık sevdalısıyız. Cumhuriyetin bize verdiği ilhamla “tam bağımsız, müreffeh, fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür” bir geleceğin sevdalısıyız.
Her şey tamamen BİZLERE, HEPİMİZE bağlı…
Kahraman ATATÜRK, milli mücadele arkadaşları ve CUMHURİYET için taş üzerine taş koyan herkesin anısına SAYGIYLA.
Tüm üyelerimizi, tüm paydaşlarımızı bu çabamıza ortak olmaya davet ediyoruz.
“Cumhuriyet Çağdaşlık Sevdamızdır”
32. KALİTE KONGRESİ2
Beispiel-Skripte Alle
0) ? window.innerWidth : screen.width;">